Yillar once kizimizi oynatiyoruz diye baslayip, birbirimizi boyamaya kadar vardirdigimiz eglence icinde, birara vakit bulup da ortaya cikarmayi basardigimiz "Iste ellerimiz boyleydi !" calismamiz bir dosya arasindan cikip gulumseyiverdi mesala. Kizimiz uc yasindaydi ve hala su hepimizin bildigi hani manavda satilan "portakal " da "porkatal "di o zamanlar !.....
Ondan daha da once zamanlar var. Benim yeni bir anne olarak hic kacirmadan okudugum Parents dergisi gunleri. "Bebegimi nasil en guzel sekilde buyuturum" telasiyla her ay aldigim derginin bir sayisi, biz sila Ankara'da tatildeyken, gurbet Viyana'da "Cok ozlemis baba" tarafindan alinip anneye postalanmis , icine bu pembe zarfli mektup konularak....
Anlatilmak uzere sona kalan resim dona kalir, dona kalan da ne guzel bir geceyi hatirlatir aslinda; ancak o anne kizin bilebilecegi.... Ankara. Cok soguk. Baba iste. Baba gok. Baba geymiyor. Anne dort yasinda, herseyi yarim yarim konusan kizini oyalayacak. Cikiyor boyalar cekmeceden, konuyor caylar ocaga, kuruyemisler masaya. Birsey boyanacak birlikte. Ama ne. Birden annenin gozu, buzdolabi miknatisina takiliyor. Guzel sirin mavi balik anne kizin ellerinde denize, gunese, bulutlara kavusuyor. Gece, onlarin boyarken aldiklari keyif ve attiklari neseli cigliklarla soguktan sicaga, yalnizliktan umuda donusuyor. Kiz cok guluyor. Anne huzurlu. Baba resmi sabaha karsi geldiginde "Seni cok seviyoruz" yazisiyla kapinin onunde buluyor. Baba yorgun ama mutlu. Anneyle kiza sarilip iki saat uyuduktan sonra kalkip ise gidiyor.
Bunca guzel aniyla karsilasip, bunca mutlulugu tekrar hatirlayinca, temizlik benim kadar diger aile bireylerine de anlamli geldi bu sonbahar. Ve hatta aksamin bir vakti olmasina ragmen hizini alamayan esim, haydi mutfaktaki fazlaliklardan da kurtulalim diyerek mutfak dolaplarina saldirdi, benim yorgunluk cigliklarim ortaligi ayaga kaldirirken tabii...
Run - Lighthouse F... |