GEC GELEN BAHARA INAT !

Bazilari icin olmasa da, benim icin baharin geldiginin en guzel isaretidir piknige cikabilmek...

Bazilarindan kastim, benim bitmez tukenmez piknik hazirliklarimdan bunalan cocam'dir desem, ona bir de kizimiz ilave oldu desem, hemen anlarsiniz !

Gec gelmeye niyetlenen bahara inat, kirmizi beyaz hazirladigim sepetimi taktim koluma, bizimkileri de aldim yanima dustuk yollara, gectigimiz haftasonu.

Yalniz baharin, bizden daha inat olabilecegini cok da dusunemedik iyi mi.

Bir soguk, bir soguk; ne yiyip ne ictigimizi anlayamadan toparlandik hemen.

Gunese kanmanin bedelini hizli odedik yani :)

Vakit var, haydi hep beraberiz gezelim bare derken, yolumuz birkac antikaciya dustu kacinilmaz olarak tabii. Pesimize yeni sevdam kus evleri ve golf oynayan iki amca ve horozlar takildi. Bunlari ilerde nasil bir evde stil olarak bulusturacagim bilmiyorum ama coooookkkk genis bir evde herseye yer olacak diye dusunuyorum. Insan hayal ettigi muddetce yasiyor, ne de olsa :)

......

Pesinden yeni kesfedilen bir pastaneye de rastlayinca keyifler tam oldu.

Adi Bittersweet. Bir Fransiz sahibi. Yirmi yildir Belmont uzerinde hizmet veriyormus. Lezzet Turkiye'den alistigimiz lezzetlere cok benziyor.

Ben en cok ozledigim Avrupa pastane dekoruna vuruldum ama... Yukarilardan sepetler sarkiyordu. Kuru dallar, lavantalar......Caliskan kursun askerler sarmis her yani. Paris ucmus, Chicago'ya konmus sanki.

Ince, zevkli, keyifli...

Hayaller bir kez daha devreye girdi tabii....



* A dog's tail never lies....

Yine bir antikacidan gecenlerde Fatih'e aldigim hediye...

Kopekleri kuyruklarindan okumayi bana o ogretmistir.

Gorur gormez, sevdim bu yaziyi ben de......























Hiç yorum yok: