Senelerce yapmayi bilmedigim icin kahroldugum tatlinin dunyanin en kolay tarifi oldugunu anlamam maalesef yillar aldi !
Ben simarigi, bekarken tembel tembel anne elinden yedigim icin herseyi,
Bu muhtesem tadin da, yillarin ustaligina haiz annelerin elinden cikmasi gerektigini sandim yillarca...
Ta ki bu durum bir gun Fatih'in canina yetene kadar tabii !
Yurt disindaydik, herhalde Viyana'da.
Oyle gullac falan bulmak kolay degil.
Ilk once taze urunler getiren Turk veya Ortadogu ulkelerinden birinin dukkanini bulacaksin...
(Ahhh.... Nasil da elin kolun tek bir dukkana bagli kalir, ne zordur bazen sevdigin yemekleri yapabilmek... )
Sonra Ramazan ayinin gelisini bekleyeceksin gullac icin degil mi,
Oyle her daim bulunmaz,
Neyse,
Tasinir tasinmaz sorulup sorusturularak halledildigi icin en iyi Turk Marketi bulma isi; nereye gidecegimizi biliyorduk tabii.
Gittik aldik gullaci ve tartismasiz ikilisi; gulsuyunu.
En dogru yolun paket uzerindeki tarifi yapmak oldugunu dusundugumuz icin ise koyulduk hemen eve gelince.
Aman Allah'im ortaya muhtesem bir eser cikmaz mi onbes dakikada !
Meger ne kadar basit, ne kadar zevkliymis gullac yapmak !
Zaten nisastadan yapilan yapraklar, bir tasim kaynayip iliklastirilmis sekerli sutu kolayca cekiyormus icine....
Gerisi suslemesi, icinizden geldigi gibi...
Bizimkinin arzu ve cabasi ile yapildi ya ilk gullac evimizde, gormeyin calimi !
Sanirsiniz Osmanli Mutfagi kendisinden sorulur artik !
Ne zaman Ramazan gelse ve ben gullac alsam,
"Cekil kenara Hatun" edasiyla mutfaga girer !
Ben ama mutlaka yaninda olacagim, ciragi statusunde oralarda bulunacagim illa.
Yok ilik sutu yapraklarin ustune dokmesi, yok suslemesi, yok sonrasindaki bulasigi;
Hersey tarafimdan yapilir aslinda !
Ama Bas Ascimiz geldigi gibi, buyuk bir edayla da mutfagi terkederken koltuklarinin altina neredeyse birer karpuz sigdirir vaziyettedir !
Tipki bugunku gibi.
Hey Allah'im ne yaparsin; guler misin, aglar misin...
Yoksa hem gullaci, hem asciyi, hem ascinin bicirik kizini bir cirpida iftarda yutar misin...