Mamma Mia !

Hicbir sey.....

Ama hicbir sey sanki,

Beni su an kocaman bir papatya demetinden

daha

fazla

mutlu edemez !

Ahh...

Ne cok ozledim onlarin bulunduklari ortama yaydiklari,

safligi... temizligi... huzuru...

neseyi... sirinligi... mutlulugu....

En onemlisi, beyaz sarhoslugunu....

Yok, buralarda yok papatya demetleri.

O yuzdendir ki,

Gelecek bahari dusler oldum bu resmi gorunce internetde,

Kosup kendime Sakarya'dan papatyalar alacagim ilk is.

Hazir Kizilay'a inmisken citir citir simitsiz de olmaz tabii...

Yanina cay, biraz peynir ve okunacak onca guzel kitap derken...

Al sana en basitinden kocaman bir demet mutluluk....


Kitap demisken,

Onca isin gucun arasinda yine kitapsiz olmadi tabii.

Onceleri elimde, daha once bahsettigim yazar Ken Follett'in "World Without End" kitabi vardi, "Pillars of the Earth" niyetine.

Oylesine kalin ve ihtisamliydi ki,

Odadan odaya tasimak icin bir adam tutmam gerekiyordu !

Bir yaz kitabi degildi yani...

O gunlerde yapilan bir kitapci ziyaretinde epeydir,

"Okusam mi acaba? Neredeyse baskan olacak yahu !!!" diye kapagini oksadigim Obama'nin otobiyografik kitabi ile karsilasinca,

Tartismasiz bu yeni kitap yerini aldi hemen o kulcenin.

Gelecek cetin Ankara kislarina postaladim oburunu hemen.

Obama'nin cok samimi bir dille kaleme aldigi calismasi,

Aslinda yeni degil.

Harvard Hukuk ogrencisiyken, baskan secilmesi ardindan,

Secilen ilk siyahi baskan olmasi dolayisi ile birkac editorden gelen teklif uzerine kaleme alinmis.

Onceleri daha akademik seyler yazmayi planlarken,

Sonralari kendi hayat hikayesinin,

Editorler tarafindan yorumlamasi istenilen tum sorulara daha iyi bir cevap olacagini dusunup, baslamis kendi hikayesini derleyip toparlamaya...

Daha once Time dergisinde okudugum kisa yasam gecmisi cok ilgincti zaten.

O zaman da gormusdum ki; annesinin ilk once Kenya'li biriyle(babasi) daha sonra bir Endonezya'li ile(kiz kardesinin babasi) yaptigi evlilik, donemin sartlarina gore son derece radikal kararlardi.

Tum insanlara ve kulturlere bu kadar acik olabilmeyi basarmis bir kadini, oglundan daha cok merak etmistim dogrusu.

Haksiz da sayilmazmisim, ozel bir insan oldugunu Obama da dile getiriyor ve

"Annem tanidigim en spirituel insandi, onu cok ozluyorum" diyor....

Kitap bir suru ilginc ayrinti ve son derece icten yapilmis tespitlerle surup giderken,

Bir gece evimize BABAMIZ, ulu onderimiz ( kendisi her ayrintiyi dusunmesi ve herkesin usendigi seyleri, hic usenmeden gerceklestirmesi ile unludur yuvamizda),

Malum Turkiye'ye donuyoruz ya,

Amazon'dan siparis ettigi, ilkokul 3 & 4 Turkce ve Matematik kitaplari ve Elif Safak'in Siyah Sut kitabi ile cikti geldi elinde.

Ilki bize eziyet, ikincisi bana bir demet cicek niyetine !

Eziyet ki, ne eziyet;

Zaten tatil matil dinlemeden habire biz anne-kiza Ingilizce odevler verip duruyordu her sabah ise gitmeden,

Al basina bir de genis kapsamli Turkce ugrasisi.

Zaten bizim kiz "Making friends" kabilinden "Anne bak ben bugun bir arkadas yaptim ! " diyebilecek parlak bir Turkce'ye sahip, ne gerek var degil mi canim daha fazlasina !

Tabii ben hemen atladim isin bana sunulan cicek kismina,

Siyah Sut'e yani,

Bir de ne goreyim,

Benim usenmeden, yorulmadan yillardir icimde besleyip buyuttugum kahramanlarim,

Dolusmuslar kitabin icine!

Baska baska isimler takinmislar ama olsun, ben tanidim onlari hemen!

Bunca yil sadece benim basimin etini yediler zannederken, baktim dadanmadiklari kadin kalmamis.

En sonunda oturup biri bunlari yazmis da sagolsun, iplikleri cok sukur pazara cikmis !

Aslinda Lord Poton'u anlatmak icin yola cikilan hikaye biraz fazla kucuk kadinlari dillendirmis sanirim ama; her guzelin bir kusuru oldugu gibi, her yazarin da bir takintisi olmasi kacinilmaz.

Amac neydi soyle inceden inceye bilgilendirmek, genis genis gulumsetmek degil mi?

Inaniyorum ki, " Siyah Sut" bunu basarmis; okunmaya, pembis ya da mavis kagitlara sarilip yeni lohusalara goturulmeye deger bir kitap olmus !

Haa...ben ne diyordum,

Basligi Mamma Mia atmisdim degil mi,


Gittik, sonunda ortak bir saat yakalayabilip Beth'le kizlarimizi da alip actik perdesini bu guzel filmin.

O guzelim Yunan cografyasi, (ki bana tamamen ulkemi hatirlatip ic gecirtmisdir gurbet ellerde)

O muhtesem ABBA sarkilari,

Bir de Meryl Streep olunca cok keyiflendik.

Gerci Pierce Brosnan'in hakkini da vermek lazim simdi.

Oyunculugu kotu olmasa da, maalesef sarki soylemek zorunda kalmis olmasi, sinemadaki tum seyircileri az gulmekden kirip gecirmedi.

Tanrim bir benim zannediyordum sarki soylerken aci ceken, cok sukur O da varmis !

Film boyunca az da duygulanmadik dogrusu.

Annenin, kizini dugun torenine hazirladigi sahnede hani kucagina almis, ayagina oje surerken, salya sumuk agladik Beth'le.

Askim Naz ve Talia bizle cok dalga gectiler!

Film cikisi kizlarin dugununde birbirimizi ziyaret etme karari aldik hemen.

Umarim omurboyu kopmazlar.

Birbirlerini cok seviyorlar ve her firsatda birbirlerinde yatiya kaliyorlar.

Bahsetmisdim "Sleepover" meselesi.

Asagidaki resimde gectigimiz cuma bizde gecen gecelerinden.

Butun gece ojeler suruldu, seyrettikleri filmin de etkisiyle ABBA sarkilari dinlendi.

Gercekten guzel sarkilarmis degil mi.......

Cok mu uzattim !

Demistim her guzelin bir kusuru, her yazarin ve yazinin dagilmis saclari olur diye....




YOU ROCK GIRLS !!!





Honey Honey - ABBA