The Glass Castle by Jeannette Walls



Yillar once, siddetli bel agrilari yuzunden geceleri uyuyamazken en buyuk zevkim, kuvete sicak su doldurmak ve elime Frank McCourt'u alip, bir bardak sarap esliginde yuzumde kocaman bir gulumsemeyle sayfalar arasinda kaybolmakti.


Sarabin ve sicak suyun etkisiyle yumusayan sinirler McCourt'un kaleme aldigi "Angela's Ashes" (Angela'nin Kulleri) sayesinde tatlilasip neredeyse pamuk sekeri haline gelirdi.

Icerde uyuyan bebegimin ve esimin varligi ve sagliklari, kuvetin icindeki yalnizligimi katlanilir kilar, elimdeki kitabin arkadasligi sayesinde de, halime acimami engellerdi...

Bu tatli keyif saatleri bazen o kadar uzuyordu ki, aclik bastiriyordu bir muddet sonra. O zaman, komik bir telas icerisinde havluya sarinarak mutfaga kosup, hazir paket, sarimsakli kitir ekmek dilimlerini asirip , ses cikarmamaya calisarak yerken, belimi banyonun kalorifer petegine verip biraz olsun suyun disinda rahatlamaya calisirdim.

Ama ne mumkun.....Iki dakika gecer gecmez agri yine siddetlenir, suyun icine yatmam icin bir kumandan edasiyla emrederdi sanki. Iste o zaman, acidan sulanan gozlerimi bir kez daha icinde bulundugum durumun komikligine yumup, tekrak deniz kizi misali gumus rengi kuyrugumu surukleyerek, suya donerdim. Bu siradaki tek ugrasim, elimdeki kitabi islatmamak olurdu. Ne de olsa onun arkadasligi ve yasami komik bir seruvenmis gibi anlatisi sayesinde, agri yine yavas yavas cekilir, yerini pamuklu sekere birakirdi yeniden.

Iste bu yuzden hayati neseli tarafindan yakalayan ve kaleme alan yazarlara daha bir hayran oldum ben. Onlarin kalemindeki iyilestirici guce inandim sanirim o gunlerden baslayarak. (Tabii acilarimdan tamamiyla kurtulmamda, bir cesaret oldugum, bel ameliyatinin onemi tartisilmazdi.)

Gecenlerde, elimdeki bambaska guzel kitaplara ragmen (kismet olursa onlari da en kisa zamanda anlatacagim) , Barnes& Noble kitapcisinda dolasirken oylesine elimi uzattigim "Bestseller" kitap, "The Glass Castle (Camdan Kale) "in yazari Jeannette Walls icin aynen soyle yaziyordu;

"Walls has joined the company of writers such as Mary Karr and Frank McCourt who have been able to transform their sad memories into fine art. "


Heyyy, eger Jeannette Walls, gercekten Frank McCourt gibi acilarini, komik anilara donusturmeyi basardiysa okumaya doyum olmazdi !

Elimde kitap...

Gozlerimin onunde;

Sari paspas ve havlularla dosenmis,

Kizimin sari lastik ordekleriyle dolu banyo,

Kahverengi kalorifer petegi,

Dibinde bir yudum kalmis yerdeki sarap kadehi,

Sarimsak kokulu ekmegin, yarisi bitmis jelatin paketi,

Dona kaldim !

Sanki bir kokunun geri getirisi gibi yogun yasanmis bir ani, The Glass Castle, o saglik sorunlari icinde parcalandigim ama buyuk bir israr ve keyifle surdurdugum okuma gecelerini geri getirmisti.

Hemen parasini odedim,

Kitabi bir hediyeymiscesine kendime paketlettim.

Icimde, ucan balonmus gibi yerinde duramayan bir neseyle,

Evin yolunu tuttum.

Sanki sut kokan bebegim icerde uyurken babasiyla, ben bir kez daha keyifli yolculuklara cikacaktim....