Bu sabah erken kalktim.
Hayir oyle rahatsizliktan degil, gulmekten !
Uzun bir surede, agzimin toplanmasina yardimci olamadim.
Sabah boyunca suren, hatirladikca kikirdama hali yani.
Aslinda hersey "Anne ne olur, bu gece sizinle yatabilir miyim ? " gecelerinden birini yasamamizla basladi.
Pur aile, itise kakisa ayni yatakta birbirine sokularak uyuma sevdasi.
Soylemesi ayip, ben dun sardigim ve tadi oldu mu acaba bahanesi ile, birer ikiser yedigim zeytinyaglilari fazlaca kacirinca....
Sabaha karsi uykum acildi. Ama ne acilma....
Tam da o sirada bizim bey inanilmaz yuksek bir sesle Ingilizce konusmaya baslamaz mi ruyasinda.
Hatun kisiyiz ya, "Bu da nesi ! Bir bayanla mi konusuyor yoksa ruyasinda !" diye, butun uyuma cabalarimi birakip kulak kesildim soylediklerine !
Yok ciddi ciddi is konusuyor.
Ben deyim bir saat, siz anlayin bir dakika Ingilizce, al takke ver kulah birseyler anlatti.
Konusmasinin sonunda da " It's OK, right !" dedi ki,
Ufakliktan bir cevap geldi " OK ! "
Patlarcasina bir kahkaha ile yataktan dogruldum.
Herhalde birinden biri uyanikti ve bu bir sakaydi.
Yok ikisi de derin derin uyuyorrrrrrrrrrrr......
Bir zamanlar "Eger ruyalarini Ingilizce gormeye basladiysan, bu dili ogrenmissin demektir. "diye duymustum.
Bizim evde ogrenme asamasi coktan bitmis.
Ruyalar Ingilizce goruldugu gibi, bir de uyku esnasinda birbirine Ingilizce cevap yetistiriliyor !
Bunlar resmen Amerikali olmuslar yani.
Bir Turk olarak daha fazla duramadim yanlarinda.
Hazir uykum acilmisken kahvemi aldim ve basladim Turkce gazetelerimi yuzumdeki kocaman gulumsemeyle okumaya.....
Let It Snow cover.... |