Eat Pray Love !

Eastern Market'a gidelim diye bir kosu evden ciktik Cumartesi gunu...Tatildeyiz yaa...Illa gezecegiz, evde oturmak yok. Market'in hemen yanina kurulmus Bit Pazari 'na(Flea Market) ugramamak olmazdi tabii...


Karsisindaki cicekci, klasik birbirine bitisik evler, o evlerin alt katindaki otantik urunler satan magazalar mesdetti bizi hemen tabii.Aynalar ve taburelerde gozomuz kaldi....Oylesine canli renklerdeydiler ki insanin kolleksiyon yapasi geliyor... Biraz, gecenlerde yandigi icin pek tadini alamadigimiz Eastern Market'i gezdikten sonra, solugu kostura kostura uzun suredir gormek istedigimiz Union Station'da aldik..!1907'de yapilan istasyonun mimarisi gercekten etkileyiciydi...Bir de soyle trenlere bakinsak, gecip otursak dedik ama maalesef biletsiz o tarafa gecisler yasak! Magzalara bakinip, kendimizi yolculuga cikiyormus gibi hayaledip, birbirimize trenin kalkmasina kac dakika kaldi, cabuk surada birsey icip kalkalim yoksa gec kalacagiz esprileri yaparak, yaniii cocuklar gibi eglenerek dolasip durduk bir sure...












Eee, doymadik biz gezmeye, simdi ne yapacagiz derken....Aklimiza Georgetown geldi, Hani Ankara'nin Tunali'si, Istanbul'un Bagdat Caddesi ,Izmir'in Kordon'u diyebilecegimiz turden....Buranin ara sokaklarinda gezmeye, birbirine bitisik renkli evlerini gormeye doyum olmaz....Ana cadde M Street uzerindeki trafige karisip magazalarda cok oyalandigimizdan ara sokaklar bir baska gune kaldi...Yine de bir ara vakit bulup kendimizi once kanal kenarina sonra da Harbor'a atmayi basarabildik....Hava oyle sicak, artik yorgunluktan sizlayan ayaklar oyle dertliydi ki, olmazsa olmazimiz Barnes and Noble kitapcimiza ugrayip, binbir gece masali kitaplarin icinde en az uc saat soluklanmadan gunu bitiremezdik tabii....


Uzun zamandir birbirimize goz kirptigimiz listebasi kitaplar vardir bu kitapcida. Iceri girdigimde onlar beni tanir ben de onlari...Cogu zaman ekonomiden bazen de elimde okudugum baska kitaplar oldugu icin bakisir geceriz birbirimize. Iste bunlardan biri "Eat Pray Love'' ( by Elizabeth Gilbert) bu sefer kacamazsin dedi bana....Cocuk kitabi kolleksiyonumuz icin sectigim "Linnea in Monet's Garden" kitabinin sahane illustirasyonlari esliginde, iki kitabin da varligi ile sarhos, oturmus raspberry mocha frappucuno'mu icerken, bir yandan da M Street'in coskusunu seyrediyordum pencereden.... Oyle mutluyum ki bir o kitaba bir bu kitaba atliyorum hangisine baslasam acaba diyerek...Bir baktim Eat Pray Love kitabinda aynen soyle bir bolum var;" Yakin bir arkadasim guzel bir yer gordugunde buraya tekrar gelmem lazim der ama asil o an orada oldugunu, tadini iste o an cikarmasi gerektigini unutur !..." Vuruldum bu sozlere, yine karsima cikti anda olmak felsefesi; ben oradaydim ve sicak bir gunun ardindan yudumladigim soguk icecegimle birlikte M'i seyrederek kitap okuyordum....Andayim....Bizimkiler mi; hic haberim yok kendilerinden, bir ara cocuk kitaplari bolumunde rastlastik sanki....Yine sevgililer gibi eleleydiler mi ne.....






3 yorum:

Adsız dedi ki...

ayy bayıldım resimler anlatımın süper oralarda gibi hissettim kendimi kuzum benimde seyir defterimde yurtdışı resimlerimiz var bakarsın sende muckk hatta adem babayı görmüştün sen ne güzel yazışmıştık hey gidi heyy

Banu Duzen dedi ki...

Özellikle ilk resimler, American filmlerinden görüntüler gibi eline sağlık şekerim...

YILDIZNAF dedi ki...

Ahh banu bir atlayip gelsen ben sana burada ne filmler yasatacagim...