School Bus



Gecen gun kizimla haftalik kutuphane ziyaretlerimden birini yapmak icin Rockville kutuphanesine gittik. Iki katli ve devasa buyuklukteki kutuphane yeni acildi; ici ve kitaplari ile muazzam. Hemen hemen her kitap yeni diyebiliriz. Amerika'da bizdekinden yuzyil ileride gorunen kutuphanecilik, beni en cok etkileyen ozelligi Yeni Kita'nin. Icinde kaybolasim, icinde aglayasim, icinde cigliklarla gulesim geliyor zaman zaman. Bizler gibi kitap severler icin cok ozel bir keyif mis kokulu kitaplari ucretsiz alip haftalarca evde tutabilmek. Alacaginiz kitap sayisinin oyle uc bes kitapla sinirlandirilmamasi da cabasi; istersen elli kitabi bir anda alabiliyorsun; sadece kitap degil CD ve DVD'ler de var....



Neyse efendim... Anneli kizli kitaplarimizi zevkle sectikten, doyasiya oyalandiktan sonra kutuphaneden ciktik. Hemen disinda acik alana kurulan sahnede calinan jazz esliginde cesitli restaurant'larda yemek yeyip sohbet eden insanlarin keyfini gorunce, biz de hemen atmosfere katildik ve guzelim cimlere uzanarak doganin, muzigin ve huzurun tadini cikarmaya basladik. En buyuk tutkusu kopekler olan kizim hemen kopekli aileleri izlemeye koyuldu tabii. Puppy aski ile yanip tutusan bebisime, isterdim ki biz de hayvan sevgisini kucuk bir yavru hediye ederek yasatalim ama maalesef apartmanda yasayan bir aile olarak bir kopege sevgi ve barinakdan cok eziyet hediye edecegimizi cok iyi bildigimizden, anne ve baba olarak onun bu masum istegine istemeyerek de olsa hep karsi ciktik.Yine ortalikta nese icinde kosusan kopeklere sevgiyle bakisini gordugumden biraz olsun rahatlamasini saglamak adina konusmaya karar verip "Ne dusunuyorsun ?" diye sordugumda, kopekleriyle oynamak yerine birbiriyle itisip kakisan kardeslere bakarak "Ellerindekinin kiymetini bilmiyorlar?" dedi . Oylesine icten oylesine dokunsaniz aglayacak tonda soylemisti ki icim parcalandi. "Dogru soyluyorsun. " dedim, "Kimse elindekinin kiymetini bilmiyor." Hemen sonrasinda da aslinda kendisinin de cok sansli bir cocuk oldugunu, bizim cocuklugumuzda bizler icin hayal olan okula sari otobuslerle gitme olanagina sahip oldugunu, guzel bir evi ve guzel bir okulu oldugunu ; hatta su haftalik ugrayip kitaplarimizi sectigimiz yerel kutuphanenin bile muhtesem bir ayricalik oldugunu, bircok cocugun degil kutuphane okula sahip olmadigini ; onu bunaltmadan dilim dondugunce anlatmaya calistim. Iri ve huzunlu gozleri minik puppy'lerde uzunca bir sure dinledi beni ve sadece sekiz yasinda olan bir cocugun kacinilmaz saf mantigiyla donup bana "Ama bu soylediklerin onlarda da var!" dedi. "Ama muhtemelen onlarin bahceli de bir evi var!" diye kizima cevap yetistirdikten sonra dusunerek susma sirasi bana gelmisti. Hakikaten de inanilmasi zor yasam standartlarina sahip bazi yerler Amerika'da. Oturdugumuz sehir ve bolgede bunlardan birisi. Ciftlige benzer evler, dolmusa benzer jipler, cesit cesit oyuncaklar , sinirsiz yiyecek ve kiyafet olanagi.....
Dusundukce goruyorsun ki; zaten dogada varolan esitsizlik, maalesef beseri yasamda ve beseri yasalarda da kendini gosteriyor.Oyle cok isterdim ki tum dunya cocuklarinin bu guzel okullara , bu ucretsiz okul otobuslerine, bu her konuda binlerce kitap barindiran kutuphanelere sahip olmasini....
Kulagimizda jazz, icimizde ayri sebeplerle ayni burukluk......
Bir sure daha orada oylece sessizce oturduk.....
Oturduk.....
Sonra dayanamayip birbirimizi cimciklemeye gidiklamaya baslayip, kacinilmaz cimen ustu sakalarina kaptirdik kendimizi.....
Hayat bizle; bize ragmen, arzularimiza ragmen hizla akti...akti....akti....

Hiç yorum yok: