Byambasuren Davaa



  • Hergun eve kiraladigimiz birbirinden guzel bir baska filmle gelen sevgili esim, "bu seferki film biraz degisik" deyince icime bir kurt dusmedi degil ! Yine science-fiction getirdi ve beni ikna etmek icin boyle konusuyor diye gecti icimden. Sagolsun bilir de hic sevmedigimi sayins fiksini ! Neyse dedim bir gece bir gecedir ben de calisma odasina cekilir , cayimi kitaplarimi yanima alarak keyifli bir okuma gecesi yaparim onu cok sevdigi ucan garip yaratiklarla basbasa birakarak. Ben tam ozel geceme hazirlanmaya baslarken"Dur dur kacma bak, sen de seveceksin bu bir belgesel aslinda Mogolistan'da gecen, etkileyici bir kunyesi var" diyerek basladi anlatmaya....


  • Kizimizi da alarak kurulduk filmin karsisina. Adi " The cave of the yellow dog''. Aslinda yonetmen Byambasuren Davaa'nin ikinci filmi. Film baslayinca son derece refah icinde dosenmis evimizin ferah koltuklarindan ucarak kendimizi cok dogal filme cekilmis bir Mogol cadir yasaminin icinde bulduk. Anne baba ve uc bebek denebilecek cocuktan olusan bir yayla hayati. Sartlarin getirdigi son derece yalin bir cadir yasami icinde ailenin gunluk yasami cevresinde donen hikaye, basitligi ama ayni basitlik icindeki spirituel dersleri ile seyirciye verebilecegi en buyuk zevkli ogretiyi hatirlatiyor; yasamin bir anlami var...

    Filmi izlerken tuketim toplumunun bir ferdi olmaktan ne kadar bunaldigimizi , olabilse o son derece basit sartlar icinde cok daha mutlu olacagimi duyumsadik hepimiz.Adeta buyulenerek bitirdik filmi.Gonulden alkisladim yapimda emegi gecen herkesi;bana bir kez daha basitteki guzelligi anlattiklari ve hayata gelen herkesin filmdeki kucucuk kiz cocugunun aradigi gibi kendi spirituel gercegini aramasi gerektigini gosterdikleri icin...Aklimdan gunlerce cikmadi film....

  • Boylesi basarili bir yonetmenin odullu ilk filmi de geldi evimize bu filmin pesinden; "Weeping Camel" ile Davaa bu sefer yalniz degil, yonetmenligi Italyan Luigi Falorni ile paylasmis.Gercek bir aglayan deve hikayesi yine ayni topraklarda bu sefer Gobi colunde gecen. Yine bir cadir yasami, yiyecekleri neredeyse sutten ve pirincten baska bir seyden ibaret olmayan aile yeni dogum yapan hayvanlarina yardim etmeye calisiyor.Doga sartlarinin insanlari hayvanlara nasil yakinlastirdigini, onlarin korku ve isteklerini nasil anlayip yonlendiklerini, gerekirse muzik nameleri kullanarak hayvanlari uysallastirdiklarini saskinlik icinde izledik yine o yalin yasama ozlem duyarak tabii.


  • Iki filmi de izlerken kendimi yine yeni yeniden gelebilecegimiz yasamlarimizi dusunurken buldum, belki dedim birgun komsu cadirda da biz yasariz. Kizimiz yeni dogmus kuzulari beslerken, biz de esimle ocaktan yeni indirdigim sutun tadina bakariz elimizdeki taslardan.... Belki de eskiden adi Meryem simdi gokyuzunde Melek olan biri de bize katilmis olur, israrla "Durun ben size bir kahve yapayim!"der her zaman soyledigi gibi.....Kimbilir....

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili YILDIZ SEYRI, yildizin seyrini bu yildizdan izleyen biri olarak yorumda bulunmam dogru mu bilmiyorum. Ancak, yazilarini yakindan, hatta bazen omuz uzerinden takip ediyorum. Seni cok heyecanlandiran bu yeni ugrasin, ozellikle yasadiklarimizi senin edebiyat dolu anlatiminla tekrar yasama imkani sagladigi, bazen yasadiklarimizda kacirdigim unsurlari gorme imkani sagladigi icin beni de cok heyecanlandiriyor.

Gercek dunyada oldugu gibi sanal alemde de yaninda olmayi surdurecegim.

YILDIZDAN

YILDIZNAF dedi ki...

Hatirlar misin bir zamanlar bana bir cay kupasi hediye etmistin. Ustunde yildizlari seyreden Ay'in uzerine oturmus iki sevgili vardi.Senin bu surpriz yazini gorunce aklima o geldi.Demek ki dedim biz hala gokyuzundeyiz ve hala yildizlari seyretmekteyiz elele. Hadi o zaman atla benim yildizima, kucuk yidizi da tutalim elinden verelim kendimizi yine yollara.Yalniz misiz kimse ler yokmus ne gam ne keder biz de bu sevgi var ya.....